DENEMELER

TAŞINIYORUM

Günlerdir dört duvar bu altın kafeste, kolilerin arasında oturuyorum. İçim buruk ve gözlerim nemli. Yaşadığım o günler aklımda dönüp duruyor. Geceler boyu yalnızlık biriktirdim ben burada. Okyanuslar kadar ağladım beklide. Sessiz çığlıklarım bursa ovasına yayıldı günlerce. Sabahları uyanmak için bir…

01 Mart 2012

devamı »

PARAMPARÇA

Başım omzunda o araba kullanırken, kimbilir kaç kilometre gittik öyle. Gözlerim açık bir süre manzarayı, geçtiğimiz güzel yollardaki yemyeşil ağaçları ve deniz manzarasını seyrediyorum. İçimden neler neler geçiyor. Nasıl da huzur doluyum diye geçiriyorum aklımdan. O anda sanki aklımı okumuş…

31 Ocak 2012

devamı »

HAYAL KIRIKLIĞI

bazen bu dünya da yaşanacak bir yer kalmadığını düşünüyorsun. biliyorum nedenini. neden böyle hissettiğini. herkesin birbirine şüpheyle baktığı bir yerdesin. herkesin uzak, herkesin el diye baktığı. halbuki yorgunluktan değil bu halin. can diye baktıklarının kolay vazgeçişlerinden. üzülme, sen sevdin onlar…

18 Aralık 2011

devamı »

SENDEN İZLER

Kayıp gittim ellerinden. O güzel, o kocaman, tüm bedenimi saran ellerinden. Elimi tuttuğunda ilk aşk gibi heyecanlandığım, o hayat çizgisinin bir döneminde yer aldığım avuçlarından. Kayıp düşerken, kader çizgisinde bir çentik açtığım, içindeyken üşümediğim, sıcacık avuçlarından. Ellerimin en çok sevdiği…

21 Ocak 2011

devamı »

NİSAN

Pencere açık. Sıcak çok sıcak bir rüzgar vuruyor yüzüme. Nisan yağmurları yağıyor aralıklarla. Bir yenisini daha birazdan bekliyorum. Nisan ayını çok seviyorum. Bu sıcak rüzgarlarını, kısa kısa bardaktan boşanırcasına yağan yağmurlarını. Yüreğim uzun uykusundayken susuz kalıyor. Nisan yağmurları sanki yüreğimi…

21 Ocak 2011

devamı »

DURU

Gün kışa bakıyordu. Soğuk, camlarda buğu yaratmış, düşlerim ağlar olmuştu. Başımı yasladığım camdan gözyaşlarım akıyordu. Neden? Halbuki çok normal bir güne başlamıştım. Duygularım dingin ve içim huzurluydu. Bir şeylerin düzgün gitmesi benim için nadir bir olaydı. Öyle ya, şu orta…

21 Ocak 2011

devamı »

BİR FOTOGRAF ÇERÇEVESİ GİBİ PENCEREM

Bir fotograf çerçevesi gibi pencerem. Her gün, hatta her saat değişen fotograflara bakıyorum. Fırtınalı bir yağmur ıslatıyor yolları, insanları, ağaçların çıplak kalan dallarını. Son yapraklarda direniyorlar fırtınaya. İnsanlar gövdelerine, uçuşan şemsiyelerini siper ederek yürüyorlar yollarda. Kopan, yırtılan, uçan şemsiyeli insanlar….

21 Ocak 2011

devamı »

KÜÇÜK KIZ

Üçlü koltuğun en ucuna oturmuş, gözyaşları dökülüyordu avuçlarına. Hiç sesi çıkmıyordu. Sessiz çığlıkları içinde yankılanıyor, akıttığı gözyaşları avuçlarındaki kalbini sarıyordu. Koskoca salonda bir başına küçücük olmuş oturmuştu koltuğun bir ucuna. Küçük bir kız gibi, sessice ağlıyordu. Evet hep yalnızdı ama…

21 Ocak 2011

devamı »

MASAL

Bir varmış belki bir gün yok olacakmışım. Hepimiz gibi… Belki bir gülümsemesi, Bir gülümsemem kalacak. Kimbilir… Belki o da unutulup gidecek gündelikten kaldırılan anılarda. Artniyetsiz verilen sözler hatırladığında bir sızı hissedilecek kalplerde. Çocukça duyguların peşine düşmüş, gerçekle karşılaşınca arkasına saklanacağı…

20 Ocak 2011

devamı »

YUMURTA

Gece saat 3,5. gözümü açtım. Aklımdan geçen ilk şey içimin yumurta gibi olduğuydu. Karanlıktı oda. Dışarıdan hiç ışık girmiyordu. El yordamıyla gece lambasının ışığını yaktım. Yastıklarımı sırtıma göre düzeltip, her zaman başucumda duran defter ve kalemi aldım. ‘İçim yumurta gibi’…

20 Ocak 2011

devamı »

YOL

Sessizdik, hiç konuşmadan kilometrelerce yol gitmiştik. Kırgın mıydık diye düşündüğümde kendi açımdan kırgın olduğumu fark ettim. Belki de o benden daha kırgındı. Her zaman o benden daha üzgün daha suçsuzdu zaten. Eminim içinden ne kadar kırgın olduğunu geçiriyordu o da….

20 Ocak 2011

devamı »

YARIM

Sevinçlerim hep yarım. Sadece sevinçlerim mi… Hüznüm, gözyaşlarım, şu koskoca kalbim… Hepsi yarım. Hayat, yarısı yenmiş koca bir elma şimdi. Başucumda kurumaya terk edilmiş. Bir tek dinlemekten usanmadığım, her notasını ezberlediğim şarkılar tam. Ömrüm varlığını özleyerek geçiyor. Ömrüm yokluğunla eksilerek,…

20 Ocak 2011

devamı »

YALOVA- YENİKAPI İSKELESİ

Vapur doluyor arabalar ve insanlarla. Ve yol alıyor kuşlarla. Kıyıda tünemiş bir gurup martı uğurluyor onları. Bunlar da bizim vapurun martıları. İşte bir vapur daha geliyor başı dumanlı. Duman değil onlar martı. Gri bir İstanbul akşamı, Bursa yolcusu kalmasın iskelede….

20 Ocak 2011

devamı »

YALNIZLIĞIM

Yeni bir hayat kurdum. İçine huzur koydum. Oturdum da geçmişe sordum. Sonra anladım. Huzura inandım. Artık bu benim. Çoktan kaybetmiştim. Bir cesaret döndüğüm hatadan sonra köşede beklerken bulduğum benliğim. Fazlaca üzülmüş, kırılmış, küsmüştü hayata. Nasılda güvensiz bakıyordu uzaklara. Tuttum elimden….

20 Ocak 2011

devamı »

YALANCI BAHARIM, ADAMIM

Gülen yüzünü gösteren sen, yalancı baharım. Geldin sandım, ama yağmurda şemsiyesiz kaldım öylece ortada. Sana bakıyordum, gülen yüzüne. İçimi ısıtan gözlerine. Ardına kadar açmıştım kalbimi, duygularımı,kapılarımı,pencerelerimi, kapalı duran neyim varsa hepsini.. İçimi kaplayan yalan baharım, adamım. Ardından kalan acı, damla…

20 Ocak 2011

devamı »

VAZGEÇTİM

İnsan bir yere kadar kendini kandırabiliyormuş bunu anladım. aşk kendinden ödün vermeden kendi kendine de yaşanabiliyormuş. ilk bunu öğrendim. sonra acıya dayanamayan aşk yarasına, bir merhem arar oluyorsun. bir iki cümlesi yetiyor. bu seni uzun bir süre idare ediyor. kendini…

20 Ocak 2011

devamı »

ÜMİT

Ufku kaplayan sisin bir yerine diktim gözlerimi… Umudum, tam şekillenmemiş olan şeyin bir ümit yeşermesi olabileceğiydi. Bir gemide olsaydım ve aylardır karaya ayak basmamış olsaydım, bu karayı görebilme ümidi olabilirdi. Ama evdeydim. Gözlerim büyük bir boşlukta. Kalbim daha da büyük…

20 Ocak 2011

devamı »

TEK GRİ O

Son zamanlarda çok düşünür oldum. Bir umutsuzluk kapladı iç dünyamı. İçinden çıkamıyorum bu yumurtanın. Kabuklarım ne kadar ince olsa da kıramıyorum. Son damla da evi terk edişi oldu. Taştı bardaktaki umutsuzluklarım. Belki çok kolaydı çözümü bu karmaşık düğümün. Ama lazım…

20 Ocak 2011

devamı »

SORULAR, VERİLEMEYEN CEVAPLAR

Evden çıkarken boğazımda koca bir düğüm vardı. Fakat kendimi çok hafiflemiş hissediyordum. Yavrularını hayata hazırlamış, uçmayı öğretmiş ve onları yuvadan tek tek kendi hayatlarına uçurmuş bir serçe gibi yuvadan özgür ilk uçuşumdu sanki bu gün evden çıkışım. Uzun bir yürüyüş…

20 Ocak 2011

devamı »

SON

Ve gitti… Yıllardır tenimi yakan güneş battı. Şimdi yanıklarımı sarmaya çalışıyorum biçare. Artık gözyaşım da akmaz oldu. Sadece bir kabullenme var tenimde ve yüreğimde. Yıllar kapanmaz yaralar açmış. Artık ne yapsak da faydası yok. Geri dönüşü olmayan bu uçurumdan atladık…

20 Ocak 2011

devamı »