bir bıçakla keser gibi olacak sanıyorsun. aniden ve acı verici. yanılıyorsun. usul usul akacak damarlarındaki ben. yüreğine saplandım bir kere. tüm dikenlerimi batırdım,acıdın. kanadın ama vazgeçmedin hiç. gönüllü açtın topraklarını bu dağ çiçeğine. her şeyi göze alarak. anısı büyük fincanında,…
30 Ekim 2012yüzme bilmiyordum suya düştüğümde. derine, bir hayli derine inmişim. koyu, kopkoyu bir hayat. aklımdan geçen; balıklar nasıl yaşar burada. koyu kopkoyu bir zaman. ve ne yapacağını bilemeden çırpınmak. nefesini yitirmek, gözyaşlarının karıştığı sularda hayatının son bulacağı düşüncesi ve paniği. çırpınırken…
30 Ekim 2012Sen, bu yalnızlık cumhuriyetine yeni bir soluk veren lider gibi girdin topraklarıma. Nerdeydin bu güne kadar. Neler yaşadın. Nasıl bu kadar özgür, bu kadar yakın, bu kadar ırak durabiliyordun. Her halinden belliydi henüz iyileşmemiş, kabuk tutmuş yaralarınla canının yandığı. Farkındaydın…
21 Ocak 2011Yalnızlık tonuna bürünmüş kalbine baktığımda hala çocuk sevinçlerinin renklerini görebiliyor olmak. İşte geleceğe umutla bakışının sebebi. Her şeye rağmen birkaç renk görebilmek. Bu dondurucu yalnızlığa, bu geleceği kaplayan sise rağmen, nasıl da güzel parlıyor renkler. Şimdilik kimsesiz, sakin ve huzurlu…
21 Ocak 2011İnsanların tavırlarını bazen anlamakta zorlanıyorum. Restore edilecek bir hamamın fotografını çekmemi istediler işyerimden. Büyükşehir belediye başkanı bu fotograflarla insanlara sunum yapıyor ve mecliste gelecekte yapacakları projeleri açıklıyor. Sonuçta benim bu fotografı kendi isteğim ile çekmeme gibi bir lüksüm yok. Neyse,…
21 Ocak 2011Dertlere açılan küçük bir mola. Bir bardak çay ve sigara eşliğinde dalınan gelecek kaygısı. Yaşlı olanı(Hacı): Küçük kızın okula yazdırılması. Defter kitap masrafı. Önlükler bu sene değişmiş. Yeni bir tane alınacak. Bu maaşla nasıl olacak bilmem. Sadece önlükle kalınsa iyi….
21 Ocak 2011Geçmişten alacaklı, bir umutsuz gibi anılarla konuştum bugün. Sığındığım, umut sandığım boş bir inançla bağlandığım şeylere güldüm şimdi. Ya da güldüğümü sanarak ağladım aslında. İçime aktı gözyaşlarım, büyüdükçe denizim affeder oldum kendimi. Yıkadı gözyaşlarım içimde tuttuğum acılarımı. Arındım her damlada….
21 Ocak 2011Bilmezdin, o ağacın altında o anda ölebilmeyi o kadar istediğimi. Başımı omzuna yasladığımda daha huzurlu hissedemeyeceğimi. Gözlerimi kapadığımda yüzümü ellerin gibi okşayan melteme bırakır gibi sana bıraktığımı kendimi bilmezdin. Bu kadar sevilmenin sevinçli şımarıklığında sarhoş olurken sen, bilmezdin dünyamın merkezi…
21 Ocak 2011Gölyazı bu kareyle yine sürprizli bir güne uyanmıştı. Balıkçılar çoktan balığa çıkmış mezat için geri dönüyorlardı bile. Her yıl göç zamanı balıkçıların dönüşünü eşlerinin yanında pelikanlar da bekler. Kıyıya yanaşan kayıkların içindeki leğenler, şans yaver gitmişse bu günkü gibi balık…
21 Ocak 2011Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Ne bayramların tadı kaldı ne de sokak oyunlarının. Büyüdük gerçek oldu oyunlarımız. Evcilik oynarken yaptığımız yemeklerin kokusu artık evi kaplıyor. Kapı önünde bir kilimden diğerine giderdik ev oturmasına. Pazardan alınma plastik fincanlarda yudumlar gibi…
21 Ocak 2011Yemekhanenin önünde birden beliriverdi.aldım kucağıma, boynuma, saçlarımın arasına soktu burnunu.yüzüme baktı, miyavladı.gözü iltihaplıydı.sildim, sevdim,öptüm… annesini belediye götürmüş. o kadar cılızdı ki. bu fotograflardan bir ay sonra yani şimdi, garsonlarla beraber tombişlettik bebişi. yemekhanenin maskotu oldu.
21 Ocak 2011Aylardan Eylüldü.Zeki Müren’ in vefatından bir gece evvel, kendisinin yazdığı şiirlerin yer aldığı kitabı bitirmiş, öyle yatmıştım yatağa. Rüyamda ona bu kitabı imzalatıyordum. Aldı kitabı elimden. Kapağını açtı ve ilk sayfasına ‘’Nilay’ a………………..…… Eylül’ e kadarmış ömrü. İmza Zeki Müren’’…
21 Ocak 2011