BLOG

26 Eylül 2011 Pazartesi

haftasonu kuşadası fotomaratonu için kuşadasına gittik. uzun bir yolculuğun ardından nefes bile almadan dağıldık caddelere,sahile,kaleye ve bilimum fotograf çıkabilecek yerlere… ilk defa bir fotomaratona katılıyordum. ve uzun zamandan beri ilk defa bir yarışmaya. ama anladım ki fotomaraton bana göre bişey değilmiş. sıkıntıya gelemiyorum ben. şöyleee rahat rahat dolaşmak, keyfe keder çekimler yapmakmış benim işim. oraya da gidelim, burayı kaçırmayalım derken helak oldum. dayanamadım gittim öğleden sonra otelde uyudum :)

yorgunluktan mıdır nedendir bilemiyorum, çekecek hiç bir şey bulamadım ben kuşadasında. bide açıkçası yarışma için değil son bi denize gireyim diye gitmiştim ;) aklım ordayken gözüm fotograf mı görmedi ne :P

 

 

güvercinada ve üzerindeki kale çok tatlı duruyordu. oraya da gitmeseydik olmazdı tabi. ada bağlantı yolundan sonra ulaştığınız manzara kötü. kalenin girişi inanılmaz karışık. bir sürü araba orayı otoparka çevirmiş. hem kale kapısı girişinde hemde içinde siyah çöp poşetleri duruyordu. kale kapısını çekmek istedim ama kocaman çöp poşeti engel oldu. sonradan photoshopta silinebilecek bir yerde de değildi. ya da ben o kadar usta değilim :)

yarışmaya bi bu karemi verdim. çok enteresan birşey yok ama millet, ah balık gözü bu farklı bir kare(veya daire) belki bişey çıkar diye ümitlendi. ama dediğim gibi, pek bi enteresanlığı yoktu bence. kalenin içi burası…

 

 

 

bir diğer verdiğim fotograf buydu. atatürk heykelinin olduğu gazi beğendi tepesine çıktık kan ter içinde. romanların olduğu dar,merdivenli mahallelerden geçtik.

 

 

 

 

roman çocuklar eşlik ettiler bize helloooo helloooo diye diye. ay ne güzel bize yol gösteriyorlar derken sonunda olan oldu. esas niyet çıktı ortaya :)

 

 

 

 

bide gazi beğendi tepesinden çektiğim bu fotografı da ekliim… çeşit olsun :) lakin fazla fotografım yok :P

 

 

 

tepeden inince dilek yarımadası milli parkı girişindeki zeus mağarasına da uğradık. afrodit burda yıkanmış ve o güzelliğe ulaşmış. tutmayın beni dedim ama suyun soğukluğunu düşününce sağlık, güzellikten önce gelir ilkesini yaşam felsefesi edinmiş olan ben geri kalan hayatıma yine aynı ben olarak devam etmeyi uygun buldum. evet.. eynen böyle oldu :P

gittim uyudum dedim ya, arkadaşlar çekimdelerdi. hiç utanmadım uyurken :P sonuçta zeus mağarasında suya girememiştim ve güzellik için uyumam şarttı :P kalktım, arkadaşları aradım, baktım günbatımını çekiyolar. yine utanmadım,siz devam edin ben çarşı pazar geziim dedim. işiniz bitince arayın derken de utanmadım. ne utanmaz biriyim yahu :D kuşadasının kocamaaaan bi çarşısı var. diğer tatil yerlerinde görmediğim kadar. envai çeşit hediyelik var. ben klasik anneme ve kendime magnet aldım. bide böyle otantik 7 tane filin asılı olduğu boncuklu çıngıraklı bişey beğendim. alsam mııı almasam mııı derken dükkan sahibi, al bak bu ev aldırır dedi. ii ama benim evim var dedim. ev aldırmasa da belki fotograf makinası aldırırdı. veya ne biliiim hayalimdeki motosikleti aldırabilirdi mesela bu filler, dedim ve aldım ;) şimdi bekliyorum, bakalım doğru mu?

denize girebildim mi diye merak edenleriniz olmuştur :D (tek derdiniz buydu ya) evet pazar günü sanırım bu sene son olarak denize de girdim. ha yok o meşhur kadınlar pilajında değil de tekne turuna katıldık. görsel çok bişey olmasa da denize girmek güzeldi… ha bide içecekler beleşti. şaştım!

seneye yaza kadar deniz,kum,güneş anısı beklemeyin benden artık. kimbilir belki sel,fırtına,kar anılarımı yazarım bundan böyle…

esen kalın :)



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.