Sevinçlerim hep yarım. Sadece sevinçlerim mi… Hüznüm, gözyaşlarım, şu koskoca kalbim…
Hepsi yarım.
Hayat, yarısı yenmiş koca bir elma şimdi. Başucumda kurumaya terk edilmiş. Bir tek dinlemekten usanmadığım, her notasını ezberlediğim şarkılar tam.
Ömrüm varlığını özleyerek geçiyor.
Ömrüm yokluğunla eksilerek,
Ömrüm yarım kalarak geçiyor.
Günlük işler, olağan yaşam akıyor hissetmiyorum, takvim yaprakları azaldıkça fark ediyorum. Yoksun. Olmayacaksın da, biliyorum. Çünkü hayat bana hep yarım.
Mutluluğa üvey gibiyim. Mutluyum ama, yarım.
Uzaktan bakıyorum, sahip olamadıklarıma. Sana, bana verebildiklerine, veremediklerine.
O sokak lambası altından bakıyorum, sarı sıcak ışıklarına evlerin. Seninkine, üst katınkine, alt katındakilerin pencerelerine. Daha da azalıyorum. Gözyaşlarım, ömrümle beraber akıp işliyor zamanın yarım kalmış mutlu anlarına.
Hayat hep böyle, alıştım. Elimdekilerle mutlu olmayı çoktan öğrendim. Çocukluğumda sahip olduğum tek uçan balonumun mutluluğu bile yarımdı. Bir an sevindim ve hemen uçup gitmesiyle yarım kaldım. Galiba ilk o gün eksilmeye başladım.
En son da hem aynıyız hem ayrıyız deyişinle azaldım, aktım geleceğe yarım.
Sevinçlerim hep yarım. Sadece sevinçlerim mi… Hüznüm, gözyaşlarım, şu koskoca kalbim…
Hepsi yarım.
Biliyorum, biliyorsun.
Biliyorum, üzülüyorsun.
Biliyorum, yapılabilecek hiç bir şey yok.
Ve olduğum gibi ne bir eksik ne bir fazla, zamanla kabuk bağlayacak bir yarayım içinde. Sense yarımsın artık kendi içimde.
01.04.2010