kaş… kendimi en mutlu hissettiğim yer… hamilelikti, lohusalıktı derken iki yıl oldu gitmeyeli… her yıl mutlaka kaş’ta bir iki gün kalmadan duramıyoruz artık. inanılmaz huzurlu ve tam bize göre bir yer… havası, doğası, yapısı inanılmaz güzel.
bu yıl kaş campingte kaldık. deniz kenarında zeytin ağaçlarının altında sessiz sakin ve benim için en önemlisi çok temiz bir mekan. biz çadır kurduk ama harika bungalow evleri ve karavan park etme alanları var.
bungalowların çerçeveleri ne renkse önlerindeki masa sandalyeleri de o renge boyamışlar ve bence inanılmaz yakışmış. böyle ayrıntılara dikkat etmeleri işletmecinin zevkini ortaya koyuyor. tam benim kafadanlar anlayacağınız… öyle güzel, ince ayrıntılarla da süslemişler ki etrafı, bayıldım…
tabi yine keyif yapmaya devam ettim burada da… ohh miss… resmen ruhum dinlendi. kitabı merak edenler için dip not: ahmet ümit – kukla kesinlikle tavsiye ederim çok heyecanlı :)
bu arkadaş da bizi ziyarete gelmiş :)
kaş merkezde gezinmek çok keyifli. güzel cafeler, hediyelik eşyaların satıldığı güzel evler, balık restoranları, barları herşeyi ile birbirine çok uyumlu bir tatil kasabası.
pisileri unutmamalı tabi… her yerde her dükkandalar… pisisler ve köpecikler :)
lola balık restoranda mutlaka balık yiyin derim. ama size bir mekandan daha bahsedeceğim ki oraya uğramadan kaş’tan ayrılmayın. eniştenin yeri… menü içeriği kabarık, biz pide ve lahmacun yemeyi tercih ettik o akşam. malum hayat diyetle geçtiği için özlemini çektiğim şeyleri güzel yapan bir yerden yemek daha cazip geldi :D ikramlıkların yanındaki sıcacık pideye, ardından yine ikram olan mekanın spesiyali dereotlu kaşarlı pidesi ve lahmacunla kuşbaşı kaşarlı pidesine doyamadım desem yalan olur çünkü tıka basa doyarak ve de yuvarlanarak mekandan ayrıldık :D inanılmaz lezzetli yapıyorlar pideleri :)
hayat çok güzel, kapılar felan :)
çoğunlukla yabancı turistin varlığını hissediyorsunuz gezerken. çok kibarlar ve de güleryüzlü :) soğuk insan dersiniz ama değiller, illa selamlaşıyor, gülüşüyorsunuz…
şu hanımefendinin yaşına göre olan şıklığına, diriliğine ve tatlılığına bakar mısın lütfen… tabi ki yabancı… kendimize iyi bakmamız lazım. sağlıklı yaşlanmamız lazım ki ölene kadar gezebilelim di mi ;)
likya yazıtlı anıt mezar m.ö.4.yüzyıldan günümüze tüm ihtişamı ile gelebilmiş. merkezde olması ise ayrı güzellik… çatıdaki aslan başlarına dikkatinizi çekerim. neredeyse ilk günkü gibi kalabilmiş…
ve yine bahsetmeden geçemiyeceğim bir dükkan… kosda boda… dünya da iki yerde bulunuyor. biri kaşta diğeri prag da. şu eserlerin orjinalliklerine bakar mısınız. buradan istediğim tek şey ise aşağıdaki kolye :)
onu görünce o kadar büyüleniyorum ki, sevgilimde beni o halde görünce büyülendi ki neredeyse alıyorduk :) fiyatını söylemeyeyim ama sözünü aldım diyeyim ;) kargo ile yolluyorlarmış :D bakalım, bir gün belki sırf bunun üzerine bir yazı yazarım inşallah ( duydun mu sevgili ;) )
velhasılı yine çok güzel bir tatil geçirdik. kaş bursa arası 8 saat boyunca kitap okudum ve film gibi sevgilime anlattım. en heyecanlı ve düğümün çözülmeye başladığı son 10 sayfasında eve vardık :) egemi nasıl özlemişim nasıl özlemişim… giderken çok korktuğum şey olmadı, egem bana tavır yapmadı. teşekkür ederim oğluşum, bana vicdan azabı yaşatmadığın için :) söz, seneye seni de kaşla tanıştıracağız :)
Etiketler: antalya, deniz, eniştenin yeri, fotograf, gezi, huzur, kaş, keyif, kosda boda, lola, sakin, seyehat