BLOG, GEZİ YAZILARIM

Olympos / Çıralı

antalyadan ayrılıp yaklaşık 85 km yol yaptıktan sonra vardık olymposa. artık sabredecek gücüm kalmamıştı ve hemen denize girmeliydim :) bu gece olyposta kalıp yarın kaş’a doğru yol alacaktık. ve bir an evvel denizin keyfini çıkarmam gerekiyordu :)

olympos genellikle üniversite öğrencileri ve sırt çantalı turistlerin tercih ettiği bir yer. caretta carettaların yumurtladıkları alan olduğu için sit alanı ilan edilmiş. iyi ki de öyle olmuş. çünkü cennet gibi mekan, yapılaşsaydı bu kadar keyifli olamazdı…

küçük çakıllı denizi, kocaman sahili ile harika bir yer burası. insan denize girerken hani bir ürperme hisseder de bir türlü biraz daha ilerleyemez. ya birden atlarsın suya ya da işkence ile minik adımlarla girersin ki bir de eşşek şakası yapan arkadaşlarınız da su sıçratarak sinirinizi bozmaya birebirdirler. ama burada böyle birşey mümkün değilmiş onu anladım. sanki yatağa girer gibi terliklerinizi çıkarıp sıcacık suya duraksamadan yürüyerek girebiliyorsunuz :)

buranın tek handikapı aç balıkları :))) deniz aç balıklarla dolu :)) kaç kere bacaklarımızı ısırdılar :D en son azcık kek atarak karınlarını doyurdum da rahat ettik ;)

kocaman, çöl gibi bomboş ve arada böylesi devasa ve brokoliyi andıran çam ağaçları ile süslenmiş bir sahil başka bir yerde yoktur herhalde.

ilk tatilimizde ege de yanımızda olduğu için 10 aylık bebe ile deniz keyfi yapamamıştım ki hayatta en sevdiğim şeylerden biri sahilde kitap okumaktır. uzun zamandır bu keyfi yaşayamayınca sahilden beni kimse kaldıramazdı ve öyle de oldu :)

ben sahilde ayaklarım suda kitabımı okurken sevgilim olympos’un antik taraflarını keşfe gitti. bundan sonraki çekimler onun antik kentten çektikleri…

ve evet o önümde duran pideyi tek başıma miğdeye indirmiş olan benim :) tatilden +2 kilo ile dönen de benim :) amaaan ne yapalım yani, hayat yiyince güzel :D

bu gece burada kaldıktan sonra sabah bir deniz keyfi daha yaptıktan sonra kaş’a doğru yola çıktık.