Sanki gelecek tüm güzel günler sende saklıydı/ ve şimdi seninle birlikte hepsi gitti.
Düne kadar ne kadar neşeliydim. Umut dolu bakıyordu gözlerin. Sevgi dolu. Dünse bana, beni sevdiğini ama gitmen gerektiğini söyledin. Ne kadar zordur bunu söylemek bilirim. Bilirim çünkü geçmişte aynı hatayı ben yapmıştım. Kalbimin dizginlerini beynim ele geçirmişti, kararları o veriyordu. O an için en mantıklısı buydu. Gitmeliydim. Çok zordu. Seve seve ayrılmak çok zordu. Ama gitmeliydim. Olamazdık, çıkmayan bir sokağa girmiş, tünel kazarak yola devam etmeye çalışıyorduk. Belki bu uzun kazının sonunda çok mutlu olacaktık ama korkuyordum. O, yıllarca sürecek kazının belirsiz geleceğinden korkuyordum. O zamanlar çok toydum. Beklemeye, zorluklarla savaşmaya cesaretim yoktu. Korkağın biriydim ben. Bir de bunun adına aşk diyordum. Sezen Aksu her zaman olduğu gibi ine doğru söylemişti. ‘ Aşk için ölmeli aşk o zaman aşk’ diye. Ben ölmeyi göze alamayan bir korkaktım.
Ve beynim dizginleri sıktı, O’nu öylece gözyaşları içinde verdiğim bu kararı kabullenmeye mahkum etti. Ne kadar acımasızca…
Aşk için ölmeliyken ben aşkı öldürdüm.
Sonra nemi oldu? Uzun, gözyaşı dolu geceler. Severek ayrılmanın dayanılmaz işkencesiyle dolu günler; aylar, yıllar. Şimdi dünden beri düşünüyorum da, ben hep kendi çektiğim acının ateşinde kavrulurken onun yaşadıklarını hiç düşünmemiştim. Aramak için, lütfen bitmesin demek için kim bilir kaç kere telefona gitti eli. Belki ağladı gecelerce. Belki onunda tüm güzel gelecek günleri bende saklıydı. Benimle birlikte yitirdi o günleri.
Bilemiyorum, belki bunları hissetti veya bana lanetler etti. Belki beddua etti. Evet evet beddua etti.
Aradan yıllar ve yine yıllar geçti. Aradım, buldum onu. Ama iş işten çoktan geçmişti. Beni unutmuş, evlenmişti. Ve en acısı eşine aşık olduğunu söyledi. O an telefon bir hançer gibi yüreğime battı. Ağladığımı belli etmeden kapattım telefonu. Duyduğum acıyı tarif edemem. Hak etmiştim bunu. Ben itmiştim onu.
İşte bedduası tuttu. Aynı şeyleri şimdi ben yaşıyorum.
‘ Beni affet, kaybetmek için erken, sevmek için çok geç*’ diyorsun bana. Şimdi ben ne yapayım. Bunu bir kere yaşadım. Seninde aynı hataya düşmene izin mi vereyim. İnan bana o kadar kolay olmuyor.
‘ Bekle’ de, ne kadar süreceğini bilmiyorum ama bekle de. Yeter ki ‘bitti’ deme. Ne kadar istersen o kadar beklemeye razıyım. Ben zaten ömür boyu seni bekliyordum. Bir anda geldin. Bu kadar çabuk gidiyorum deme. ‘ Bekle’ de.
Çünkü neler yaşayacağını biliyorum. Sana kıyamıyorum. Hayatından çıkmayı, hayatımdan çıkmanı istemiyorum.
Senden aylarca, belki de yıllarca haber alamamayı, ihtiyaç duyduğumda sesini duyamamanın acısını iliklerime kadar hissetmeyi göze alıyorum. Öleceğimi bile bile.
Beklide sana kavuşamadan öleceğim. Ama o ana kadar hep bir umudum olacak. ‘ Bekle’ demezsen zaten şimdiden öleceğim.
Yeter ki ‘Bekle’ de.
17-18.07.07