BLOG

26 Ocak 2011 Çarşamba

YUSUF İLE ZÜLEYHA

‘kalbin üzerinde titreyen hüzün’
Nazan BEKİROĞLU
tavsiye edebileceğim bir kitap. başlarda biraz ağır geldi nazan bekiroğlunun diline alışamadım. ama kitabın methini duydukça merakım arttı ve direndim. okudukça sonraki sayfayı, sonraki sayfa geçince bir sonraki bölümü merak ediyorsunuz.
aşkın en güzel anlatılışı var kitapta.
saf aşkın..
okurken altını çizmeyi seviyorum beni etkileyen cümlelerin. işte kitaptan bir kaç satır…
”güzeldi yusuf. o kadar ki her güzellik gibi onunda güzelliğinin olduğu yerde kıskançlık ve muhabbet bir arada yaşardı. ve her güzellik gibi yusuf’un güzelliğinin de kendisine zararı vardı. ama sadece ilk anda. çünkü yusuf dar zamanlar için değil geniş zamanlar ve uzun yollar için yaratılmıştı.”
”züleyha, bir uzun name; potifar’ın okuması yazması yoktu.”
”bir şerbet züleyha yaz gününün en harlı yerinde, serin, çok serin; potifar’ın elindeki kadeh züleyha’yı almıyordu.”
”başına bir kkez gerçek elmaslardan yontulmuş bir tac takmamış olan yapay taşlarla oyalanmanın acısını nereden bilecek? gözkapaklarının ardına bir kez olsun ışık düşmemiş olan karanlıktan nasıl şikayet edecek?”
”fethetmeyi değil, fethedilmeyi bekleyen kale, daima…”
”gücüm olan şey zaafım. benim olmayan bu hayata tahammülüm güçsüzlüğüm, benim olmayyan bir hayata tahammül edecek kadar da güçlüyüm.”
”susuzluktan ölmektense, su içerken ölmek yeğdir bana.”
”sadece rabbim sen en iyisini bilirsin dedi. sen en iyisini bilirsin ve böyle olduysa, böyle olması gerekiyor demektir. sana teslimim. içimden bir ah yükseliyorsa gökyüzünün katlarına, ahımın bir yüzü ne kadar şikayete baksa da, sana bakan yüzüyle ahım bir şükür hükmündedir.”
”sensiz geçer akçem yok aşk mezadında.”
”şimdi ben, yusuf, tut ki mısıra azizim, efendiyim. boynumdaki künyede hala vasfım yazılı: züleyha’ya köleyim.”


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

  1. suskun dedi ki:

    yaşanmış bir hayat hikayesinin bu kadar edebi yansıtıldığı, aşkın bu kadar güzel tariflerle sunulduğu başka bir kitap varmıdır acaba… ilk okuduğumda aşka ve hayata bakışımı değiştiren, hemen her sayfasında altıçizilecek satırların olduğu muhteşem bir kitap… Kısacası sabırla okuyanın pişman olmayacağı, bir kez daha okumak isteyeceği ve üzerinde uzun uzun düşüneceği bir kitap… Kitaptan kısa bir alıntı da benden olsun..

    "Yusuf" yazdı Züleyha,sayfanın ortasına.Hala hitaptaydı kalemi,bir satır ileri geçemedi.
    Bir satır ileri geçsem hitaptan, dedi, yanacağım. Ses verdi içinden bir ses:"Yan o zaman, yan o zaman!"

    Züleyha devam etti:
    "Ah benim Yusuf'um,ah benim, ah/senim dedi, başka bir şey diyemedi."

    Züleyha Yusuf'a bir mektup yazmaya başlayınca "Yusuf "diye başladı, "Yusuf " diye bitirdi. Gördü ki hitaptan öteye geçemedi. Anladı ki aşkın namesinde ser-nameden öte kelam yok. Ve Züleyha'nın lügatinde "Yusuf"tan öte sözcük yok.

    "Yusuf, dedi, kelamım artık sende hükümsüz.Ama kelamımın hükümsüz kaldığı bu yerde beni küçümseme. Bil ki kelamdan da ötede sadece ah var, ah ki dünya onun üzerinde durur, gökkubbe onun hararetiyle döner.."

    sevgiyle kalın…