4. Kez Bozcaada
bozcaadaya 4. gidişim. sanırım hayatım devam ettikçe bir çok defa daha gideceğim bu adaya. yerleşim bu gördüğünüz kadardan ibaret. bir çok tatil mekanı gibi her tarafı gri ormanlarla çevirmemişler. ne güzel…
bu gidişimde adanın görmediğim yerlerini de gezdim. görülmeye ve hatta vakit ayrılıp denize girilmeye değer çok güzel koyları varmış.
denizin rengine bakar mısınız. buralarda daha çok vakit geçirmek ve her bir adımını fotograflamak isterdim.
adanın tamamını gösteren bir haritanın üzerinde görünen tüm koylara uğradım. fonda hafif bir müzik… keyifliydi…
sonrasında ayazma plajı… gördüğüm en güzel kumsallardan biri burası. turkuaz ve tertemiz bir deniz. yüzerken altından geçen balıkları çok net bir şekilde görebiliyorsun. nezih ve apaçilerden uzak bir topluluk çevrendekiler. kimse kimseyle ilgilenmiyor. vıcık vıcık bir kalabalık yok en önemlisi.
su, daha önceki gelişlerimin aksine sıcaktı. rahatlıkla girip uzun zaman keyif yapabildim.
sahildeki en büyük eğlencem pamuktu. denize giriyor, çabucak yüzüyor ve koşa koşa çıkıp kumlara bulanmış ve çamurlanmış ayaklarıyla kucağıma atlıyor, havlumu berbat ettikten ve üzerini biraz da olsa temizledikten sonra sahiplerinin şezlongunda güneşin keyfini çıkarıyordu : )
oğlum can’ı özlediğimi hissettim orada. gerçi yanımda olsaydı da pamuk kadar uslu durmazdı ya o da ayrı. sahildeki tüm şezlongları dolaşır, kim ne yiyorsa nasiplenir hızını alamaz pamuk gibi kendini küçük bişey sanıp uzanmış güneşlenen benim karnımın üzerine zıplardı : )
bir haftasonu kaçamağı ancak bu kadar güzel olabilirdi. sanki bir haftadır oradaymışım gibiydi.
ve günbatımında gidilmezse olmayacak yerlerden biri yeldeğirmenleri… eskiden bu değirmenlerin ayağına kadar girebiliyorduk ama artık yasaklamışlar. böyle uzaktan bakıyorsun manzaraya… yine de güzel…
bir sonraki ziyaretime kadar hep böyle kal bozcaada…