BLOG

10 Haziran 2011 Cuma

insanın yalnızlığı en çok hissettiği anlardan biriydi. sedyede ameliyathaneye yol alırken içimi korku kaplamıştı.  sinirlerim boşaldı ve ağlamaya başladım. sonrası filmlerde izlediğim o klasik ameliyathane odası, tepede kocaman ışık, yeşil ameliyat önlüğü giymiş bi sürü insan vb. manzaralar. korkudan gözlerimi kapadım. gözyaşlarım, gözkapaklarımı açarak taşıyor, yanaklarımdan akıp sedyeye ulaşıyordu. ve birden damarlarımda yakıcı bir ilaçla son buldu herşey. son gözyaşım akıp nereye ulaştı kimbilir.

son on gündür annemin şefkatli kollarında, arkadaşlarımın sevgi dolu arayışlarıyla iyileşmeye çalışıyorum. moral en büyük ilaçmış hastaya meğer.

bu hastalık olayında öğrendiğim bir şey varsa o da iyiki annem varmış. cennetlik insan.

ve öğrendiğim bir şey daha varsa da o da çorba, muhallebi ve komposto üçlüsü 10 gün üstüste içilecek gibi bişey değilmiş. :)

ha, ne ameliyatı mı oldum; bağdemcik… evet o meşhur bağdemciklerimden kurtuldum :))



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

  1. ÖMER AYDOĞDU dedi ki:

    değerli meslektaşım ve arkadaşım çok geçmiş olsun. bence not defterin yerine hatıralarını yazmalısın. çok akıcı olmuş.