07 Şubat 2011 Pazartesi
üsküpten herkese merhaba,
burası üsküp kalesi, yazıma başlamadan önce söliim de sonra merak etmeyin : )
iki farklı üsküp gördüm bu gün. biri türklerin ve arnavutların çoğunlukta olduğu ve bursanın bakırcılar çarşısına benzeyen tarafı.
diğeri makedonların çoğunlukta olduğu , modern alışveriş merkezlerinin bulunduğu, görkemli binaların dikildiği, istanbulun istiklal caddesini andıran sokakların benzeri tarafı.
vardar nehri bir sınır. fatih sultan mehmet köprüsü ise yoğun ısrarlarla yaptırılmış mihrabı ile bu iki uç tarafı birbirine bağlıyor.
gündüz mütevazi üsküp çarşısında protokkol ve büyükelçilik ziyaretleri arasında bir kaç saat içinde üç tur attım. ama hediyelik hiç bir şey bulamadım. (beklentilerinizi biliyorum arkadaşlar ama ne yazık ki ellerim boş ayrılıyorum üsküpten) bir magnet bile bulamadım üsküpü anlatacak…
üsküplüler köfteye-bildiğimiz inegöl köfteye- kebap diyorlar. buraların en iyi kebapçısı Destan kebap aklınızda bulunsun.
gece kös kös otele döneceğimizi düşünürken karşımıza ismail çıktı. bursada yüksek lisansını yapan bir üsküplü o. (bu parantez içine çok şey yazacaktım ama sadece şunu yazacağıma söz verdim. ismail bekar ve üsküpün yarısı onlarınmış : )) bursalı kızlara duyrulur!)
ismailin sayesinde vardar nehrinin öte tarafını da gördük. sokaklarda bir sürü heykel vardı.
hiç birini kaçırmadım, fotograf çektirdim : ))
her iki tarafta da birer cafede oturduk. makiato içtim.
çok yoruldum, çok…